Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir Eğitim Psikolojisi ?

Kaan

New member
Öğrenilmiş Çaresizlik ve Eğitim Psikolojisi

Öğrenilmiş çaresizlik, bireylerin karşılaştıkları olumsuz durumlar karşısında hiçbir şey yapamayacaklarına dair inanç geliştirmeleri durumudur. Bu kavram, ilk olarak psikolog Martin Seligman tarafından 1967'de yaptığı deneylerle ortaya atılmıştır. Seligman, deneylerinde, köpekleri belirli bir elektrik şoku ile cezalandırmış ve köpeklerin şoku engellemek için herhangi bir çaba sarf etmediklerini gözlemlemiştir. Bu durum, bireylerin geçmişteki başarısız deneyimlerden sonra, sorunları çözme yeteneklerinin olmadığını düşünerek çaresiz bir tutum geliştirebileceğini ortaya koymuştur.

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Öğrenilmiş çaresizlik, bireylerin sürekli olarak olumsuz sonuçlarla karşılaştıklarında, bu durumu değiştirmek için hiçbir şey yapamayacaklarına dair bir inanç geliştirmeleri sürecini ifade eder. Bu durum, kişilerin içsel motivasyonlarını kaybetmelerine, zorluklarla baş etme yeteneklerini sorgulamalarına ve sonunda eylemsizlik durumuna düşmelerine neden olabilir. Eğitim psikolojisi bağlamında öğrenilmiş çaresizlik, öğrencilerin akademik başarısızlık, disiplin sorunları veya sosyal ilişkilerde yaşadıkları zorluklar nedeniyle motivasyon eksikliği yaşamalarına yol açabilir.

Öğrenilmiş Çaresizliğin Psikolojik Temelleri

Öğrenilmiş çaresizliğin psikolojik temeli, bireylerin olayları yorumlama biçimleriyle ilgilidir. Bir kişi, yaşadığı olumsuz durumları kişisel, kalıcı ve genelleştirilebilir şekilde yorumladığında, öğrenilmiş çaresizlik geliştirme olasılığı artar. Kişisel bir yorum, "Ben başarısızım" gibi bir inançla kendini gösterebilir. Kalıcı bir yorum ise "Hiçbir zaman başarılı olamayacağım" şeklinde ortaya çıkar. Genelleştirilmiş bir yorum, başarısızlıkları tüm yaşamına yayarak "Hayatımın her alanında başarısızım" şeklinde bir inanç oluşturur. Bu tür yorumlama biçimleri, bireylerin içsel motivasyonlarını kaybetmelerine ve her türlü zorluk karşısında çaresiz hissetmelerine neden olabilir.

Eğitimde Öğrenilmiş Çaresizlik: Öğrenciler Üzerindeki Etkileri

Eğitim ortamlarında öğrenilmiş çaresizlik, öğrencilerin başarısızlıklarına veya zorluklarına karşı gösterdikleri reaksiyonlarda belirgin bir şekilde gözlemlenebilir. Öğrenilmiş çaresizlik, öğrencilerin başarısızlıkla karşılaştıklarında çözüm aramaktan kaçınmalarına ve öğretmenlerinin ya da ailelerinin verdiği desteği reddetmelerine yol açabilir. Ayrıca, bu durum öğrencilerin akademik başarılarının düşmesine, düşük özsaygı geliştirmelerine ve genel olarak depresif bir ruh haline girmelerine sebep olabilir.

Bir öğrencinin sürekli olarak başarısız olması, o öğrenciye "Yapamayacağım" düşüncesini aşıladığı zaman, o öğrenci bu durumu değiştirmek için çaba harcamamaya başlar. Eğitim psikolojisinde, öğretmenlerin öğrencilerin bu çaresizlik durumlarından çıkabilmesi için onlara uygun destekler sunması önemlidir.

Öğrenilmiş Çaresizlik ve Motivasyon

Öğrenilmiş çaresizlik, öğrencilerin motivasyonlarını önemli ölçüde etkiler. Başarısızlık deneyimleri birikerek öğrencinin kendine güvenini sarsar ve öğrenci, gelecekteki görevleri yerine getirme konusunda isteksizlik geliştirebilir. Bu, öğrenme sürecinde duraklamaya ve başarıya ulaşma çabalarından vazgeçmeye yol açar. Öğrenciler, bu tür olumsuz düşüncelerle hareket ettiklerinde, genellikle dışsal motivasyon faktörlerinden faydalanmazlar ve içeriden gelen motive edici unsurlar zayıflar.

Seligman’ın teorisinde önerdiği gibi, öğrenilmiş çaresizliği engellemek için bireylere geçmişteki olumsuz deneyimlerinin, başarılarını engelleyen bir belirleyici olmadığı öğretilmelidir. Başarısızlıkların da bir öğrenme fırsatı olduğunu ve her başarısızlığın bir sonraki denemede daha başarılı olmayı getirebileceğini vurgulamak gerekir. Bu tür olumlu güçlendirmeler, öğrencilerin içsel motivasyonlarını artırabilir ve onları daha proaktif hale getirebilir.

Öğrenilmiş Çaresizliğin Ortaya Çıkma Nedenleri

Eğitim psikolojisinde öğrenilmiş çaresizliğin ortaya çıkmasının birkaç nedeni vardır. Öğrencilerin başarısızlık deneyimleri, bu durumu pekiştiren en büyük faktörlerden biridir. Başka bir neden ise öğretmenlerin veya ailelerin olumsuz tutumları olabilir. Öğrencinin her başarısızlığını kişisel bir eksiklik olarak yorumlamak, o öğrenciyi güçsüz ve yetersiz hissettirebilir. Ayrıca, bireylerin problem çözme becerilerinin geliştirilmemesi, öğrencilere alternatif çözümler sunmaması ve başarısızlıkları sadece olumsuz bir sonuç olarak değerlendirmesi de öğrenilmiş çaresizliğin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Öğrenilmiş Çaresizlikten Kurtulma Yolları

Öğrenilmiş çaresizlikten kurtulma süreci, öğrencinin başarısızlıklarla karşılaştığında farklı bakış açıları ve çözüm yolları geliştirmesine odaklanmalıdır. Bu bağlamda, öğretmenlerin öğrencilere şunları öğretmesi önemlidir:

1. Alternatif Çözüm Yolları Sunmak: Öğrencilere, karşılaştıkları zorlukları çözmek için farklı yollar ve stratejiler öğretmek, onları daha çözüm odaklı hale getirebilir.

2. Pozitif Pekiştirme Kullanmak: Öğrencilerin küçük başarılarını bile takdir etmek, onların özgüvenlerini artırabilir ve daha fazla çaba göstermelerine neden olabilir.

3. Başarısızlıkları Öğrenme Fırsatı Olarak Görmek: Öğrencilere başarısızlıkların bir öğrenme süreci olduğunu öğretmek, bu durumları aşmaları için motivasyon sağlayabilir.

4. Öz-Yeterlik Geliştirmek: Öğrencilere, belirli bir görevde başarılı olabileceklerine dair inançlarını geliştirmek, kendilerine güvenmelerini sağlayabilir.

Sonuç

Eğitimde öğrenilmiş çaresizlik, öğrencilerin başarısızlıklar karşısında pasifleşmelerine, çözüm aramaktan vazgeçmelerine ve motivasyon kaybına yol açabilir. Öğrencilerin bu durumdan kurtulabilmesi için, öğretmenlerin ve eğitimcilerin rehberliği büyük önem taşır. Olumsuz deneyimler, doğru bir bakış açışı ve doğru rehberlikle, öğrencilerin başarılı olabileceklerine dair inançlarını yeniden kazanmalarına yardımcı olabilir. Öğrenilmiş çaresizlik, doğru eğitim stratejileri ve pozitif pekiştirme yöntemleriyle aşılabilir ve öğrenciler bu süreçten güçlenerek çıkabilirler.